Woher?
Woher Kelimesi Türkçede; nereden? hangi yerden, hangi yönden, hangi kaynaktan? kimden, neyden kaynaklı, [az önce bahsedilen] yerden/kaynaktan anlamlarına gelmektedir. Woher kelimesi ile ilgili Türkçe ve almanca cümle örnekleri ve Almanca woher kelimesinin cümle içinde kullanımlarına dair verilere buradan ulaşabilirsiniz.
anderswoher {adj} | başka yerden, farklı yerden |
irgendwoher {adv} | herhangi bir yerden |
nirgendher {adv} | hiçbir yerden |
sonst woher | başka yerden |
der Sinneswandel | fikir değiştirme |
DEUTSCH | Türkisch |
---|---|
Geh hin, woher du gekommen bist! | Geldiğin yere git! |
Woher bist du so braun? | Bu kadar esmer olman neden kaynaklaniyor? |
Woher kommen Sie? | Nerelisiniz? |
Woher kommst du? | Nerelisin? |
Woher kommt die Milch? | Süt nereden geliyor? |
Woher bekommen wir das Geld? | Parayı nereden alıyoruz? |
Woher diese Aussage kommt, weiß ich nicht. | Bu ifadenin nereden geldiğini bilmiyorum. |
Woher dieser plötzliche Sinneswandel? | Bu ani fikir değişikliği nereden geldi? |
Woher haben Sie das Dokument? | Belgeyi nereden aldınız? |
Woher haben Sie denn das Hemd? | O gömleği nereden aldın? |
Woher haben sie die Information? | Bilgileri nereden aldınız? |
Woher haben Sie dieses schöne Kleid? | Bu güzel elbiseyi nereden aldın? |
Woher haben Sie meine Telefonnummer erfahren? | Telefon numaramı nasıl öğrendin? |
Woher haben sie so viel Geld? | Bu kadar parayı nereden buldular? |
Woher hast du denn den blauen Fleck am Bein? | Bacağındaki morluğu nereden aldın? |
Woher hast du denn diese Narbe? | O yara izin nereden? |
Woher hast du diese komischen Schuhe? | Bu garip ayakkabıları nereden aldın? |
Woher hast du das gewusst? | Bunu nerden biliyordun? |
Woher soll ich das wissen? | Bunu nerden bileyim? |
Woher hast du das gewusst? | Bunu nerden biliyordun? |
Woher soll ich das wissen? | Bunu nerden bileyim? |
Woher weißt du das alles? | Bunları nereden biliyorsun? |
Woher willst du das wissen? | Nereden bileceksin ki? |
Woher hast du dieses ganze Geld? | Bütün bu parayı nereden buldun? |
Woher hast du dieses Kostüm? | Bu kostümü nereden aldın? |
Woher hast du es genommen, dass ich deine Hilfe brauche? | Yardımına ihtiyacım olduğunu nereden çıkardın? |
Woher hast du es gewusst? | Nasıl bildin? |
Woher hast du gewusst, dass ich hier bin? | Burada olduğumu nasıl bildin? |
Woher kenne ich dich? | Seni nereden hatırlıyorum? |
Woher kenne ich diesen Jungen? | Bu çocuğu nereden tanıyorum? |
Woher kennen Sie ihn? | Onu nereden tanıyorsunuz? |
Woher kennen Sie meine Frau? | Karımı nereden tanıyorsun? |
Woher kennen Sie mich? | Beni nereden tanıyorsun? |
Woher kennst du dich in dieser Sache so gut aus? | Bu şeyi nasıl bu kadar iyi biliyorsun? |
Woher kennst du dich so gut in der Geschichte Japans aus? | Japonya tarihini nasıl bu kadar iyi biliyorsun? |
Woher kennst du meinen Namen? | Adımı nereden biliyorsun? |
Woher kennst du meinen Vater? | babamı nereden tanıyorsun? |
Woher kommen die Geräusche? | Gürültüler nereden geliyor? |
Woher kommen eure Vorfahren? | Atalarınız nereden geldi? |
Woher kommst du denn? | Nereden geliyorsun? |
Was hast du die ganze Zeit gemacht? | bunca zaman ne yaptın |
Woher kommst du mit diesem schweren Koffer? | Bu ağır bavulla nereden geliyorsun? |
Woher kommt das Licht? | Işık nereden geliyor? |
Woher kommt die attraktive Frau? | Çekici kadın nereden geliyor? |
Woher kommt dieser gelbe Zug? | Bu sarı tren nereden geliyor? |
Woher kommt dieses Selbstvertrauen? | Bu güven nereden geliyor? |
Woher kommt dieses Wort? | Bu kelime nereden geliyor? |
Woher nehmen Sie sich die Dreistigkeit, mir das zu sagen? | Bunu bana söyleme cesaretini nasıl buluyorsun? |
Dreistigkeit: | küstahlık |
Woher nehmen wir die Steine und auf wen wollen wir sie werfen? | Taşları nereden alıyoruz ve kime atmak istiyoruz? |
Woher soll ich das denn wissen! | Bunu nereden bileyim! |
Woher soll ich denn wissen, wo er ist? | Onun nerede olduğunu nasıl bilebilirim? |
Woher soll ich wissen, dass du jetzt nicht lügst? | Şimdi yalan söylemediğini nereden bileyim? |
Woher stammen eigentlich die Germanen? | Almanlar aslında nereden geliyor? |
Woher stammt das Geld? | Para nereden geliyor? |
Woher stammt diese Idee? | Bu fikir nereden geldi? |
Woher stammt diese Melodie? | Bu melodi nereden geliyor? |
Woher stammt dieses Zitat? | Bu alıntı nereden geldi? |
Woher weiß er das? Ali, hast du es ihm gesagt? | Nasıl biliyor? Ali, ona söyledin mi? |
Woher weiß Ali, was ich genau brauche? | Ali tam olarak neye ihtiyacım olduğunu nereden biliyor? |
Woher weißt du das? | Nereden biliyorsun? |
Woher weißt du das? Kannst du Gedanken lesen? | Nereden biliyorsunuz? Zihin okuyabiliyor musun? |
Woher weißt du so viel über Ali? | Ali hakkında bu kadar çok şeyi nereden biliyorsun? |
Woher weißt du, dass Ali einen Hund hat? | Ali'nin köpeği olduğunu nereden biliyorsun? |
Woher weißt du, dass Ali Ebru mag? | Ali'nin Ebru'yu sevdiğini nereden biliyorsun? |
Woher weißt du, dass Ali nicht glücklich ist? | Ali'nin mutlu olmadığını nereden biliyorsun? |
Woher weißt du, dass Ali nie nach Berlin gegangen ist? | Ali'nin Berlin'e hiç gitmediğini nereden biliyorsun? |
Woher weißt du, wann du aufhören musst? | Ne zaman duracağını nereden biliyorsun? |
Woher weißt du, was er braucht? | Onun neye ihtiyacı olduğunu nereden biliyorsun? |
Woher weißt du, was ich denke? | Ne düşündüğümü nereden biliyorsun? |
Woher weißt du, was ich gesagt habe? | Ne dediğimi nereden biliyorsun? |
Woher weißt du, wie sie heißt? | Onun adını nereden biliyorsun? |
Woher weißt du, wo ich wohne? | Nerede yaşadığımı nereden biliyorsun? |
Woher wissen Sie das alles? | Bütün bunları nereden biliyorsunuz? |
Woher wissen Sie das? | Bunu nereden biliyorsunuz? |
Woher wissen wir das? | Bunu nereden bilebiliriz? |
Woher wisst ihr das alles? | Bütün bunları nereden biliyorsunuz? |
Woher willst du das wissen? | Nereden bileceksin ki? |
Woher willst du wissen, dass das keine Falle ist? | Bunun bir tuzak olmadığını nereden bileceksin ki? |
Woher willst du wissen, dass das Alis Wagen ist? | Bunun Ali'nin arabası olduğunu nereden bileceksin ki? |
Woher willst du wissen, dass dich er mit den Augen auszieht? | Gözleriyle seni soyduğunu nereden bileceksin ki? |
Woher willst du wissen, dass die Typen nicht versuchen, uns umzubringen? | Bu adamların bizi öldürmeye çalışmadığını nereden bileceksin ki? |
Woher willst du wissen, dass sich das nicht wiederholt? | Bunun bir daha olmayacağını nereden bileceksin ki? |
Woher willst du wissen, dass Ali nicht glücklich ist? | Ali'nin mutlu olmadığını nereden bileceksin ki? |
Woher willst du wissen, dass Ali Polizist ist? | Ali'nin polis olduğunu nereden bileceksin ki? |
Woher wissen Sie, dass ich nicht von hier bin? | Buralı olmadığımı nereden biliyorsunuz? |
Woher wissen Sie, wie schwer das ist? | Bunun ne kadar zor olduğunu nereden biliyorsunuz? |
Woher wissen wir, dass das nicht wahr ist? | Bunun doğru olmadığını nereden bilebiliriz? |
Woher wissen wir, dass er unschuldig ist? | Suçsuz olduğunu nereden bilebiliriz? |
Woher wissen wir, dass sie diejenige ist, die sie zu sein behauptet? | Onun iddia ettiği kişi olduğunu nereden bilebiliriz? |
Woher wollen Sie wissen, dass sich das nicht wiederholt? | Bunun bir daha olmayacağını nereden bileceksiniz ki? |
Woher wollt ihr wissen, dass das Ahmets Wagen ist? | Bunun Ahmetin arabası olduğunu nereden bileceksiniz ki? |
Woher wusstest du das alles? | -Bütün bunları nasıl bildin? |
Woher wusstest du das? | Bunu nasıl bildin? |
Woher wusste sie, dass wir kommen? | Geldiğimizi nereden biliyordu? |
Woher wusste Ali das? | Ali bunu nereden biliyordu? |
Woher wussten die Politiker im Voraus, dass im September die zweite Welle des Coronavirus anfängt? | Politikacılar, koronavirüsün ikinci dalgasının Eylül ayında başlayacağını önceden nasıl biliyorlardı? |
Woher wussten Sie das alles? | Bütün bunları nasıl bildiniz? |
Woher wussten Sie das? | Bunu nasıl bildiniz? |
Woher wussten sie das? | Bunu nasıl bildiler? |
Woher wussten Sie, dass ich in Istanbul aufgewachsen bin? | İstanbul'da büyüdüğümü nereden bildiniz? |
Woher wussten Sie, dass ich Türke bin? | Türk olduğumu nasıl anladınız? |
Woher wusstest du, dass ich Türkin bin? | Türk olduğumu nereden anladın? |
Woher wussten Sie, dass Ali hier ist? | Ali'nin burada olduğunu nasıl bildiniz? |
Woher wusstest du denn, dass wir bei Ali sind? | Ali ile olduğumuzu nereden bildin? |
Woher wusstest du, dass das nicht wahr war? | Bunun doğru olmadığını nereden bildin? |
Woher wusstest du, dass er nicht Ali heißt? | Adının Ali olmadığını nereden bildin? |
Woher wusstest du, dass er Ali heißt? | Adının Ali olduğunu nereden bildin? |
Woher wusstest du, dass er verheiratet ist? | Evli olduğunu nasıl anladın? |
Woher wusstest du, dass heute mein Geburtstag ist? | Bugünün benim doğum günüm olduğunu nasıl bildin? |
Woher wusstest du, dass ich gelogen habe? | Yalan söylediğimi nasıl anladın? |
Woher wusstest du, dass ich hier war? | Burada olduğumu nasıl bildin? |
Woher wusstest du, dass ich Hunger habe? | Aç olduğumu nasıl anladın? |
Woher wusstest du, dass ich hungrig bin? | Aç olduğumu nasıl anladın? |
Woher wusstest du, dass ich nur etwas vorspielte? | Sadece rol yaptığımı nereden bildin? |
Woher wusstest du, dass Ali krank ist? | Ali‘nin hasta olduğunu nasıl bildin? |
Woher wusstest du, dass Ali krank war? | Ali‘nin hasta olduğunu nasıl bildin? |
Woher wusstest du, was sie wollte? | Ne istediğini nasıl anladın? |
Woher wusstest du, wo du mich finden konntest? | Beni nerede bulacağını nasıl bildin? |
Woher wusstet ihr das alles? | Bütün bunları nasıl bildiniz? |
Woher wusstet ihr, dass ich Deutscher bin? | Alman olduğumu nasıl anladıniz? |
Woher kommen Sie? Aus Gmünd. | Nerelisin? Gmünd'den. |
Wohin fliegt Ahmet? Nach Antalya. | Ahmet nereye uçuyor? Antalya'ya. |
„Woher hast du meine Nummer?“ | Numaramı nereden aldın? |
Woher hast du so viel Geld?“ | Bu kadar parayı nereden buldun?" |
„Woher weißt du das denn alles?“ | Bütün bunları nereden biliyorsun? |
„Ich arbeite doch in der Bibliothek. | Kütüphanede çalışıyorum. |
Da hört und lernt und liest man viel. | Orada çok şey duyuyor, öğreniyor ve okuyorsunuz." |
Ich muss wissen, woher diese Zitate kommen. | Bu alıntıların nereden geldiğini bilmem gerekiyor. |
Ich muss wissen, woher du die Zitate genommen hast. | Alıntıları nereden aldığını bilmem gerekiyor. |
Woher kelimesi ile ilgili Türkçe almanca cümle örnekleri Hacı Ahmet Altıner' in hazırladığı örneklerdir. Emek edip hazırladığı için onada ayrıca teşekkürlerimizi sunuyoruz.