Kelime Almanca "Aufgehoben" Nedir, Ne Anlama Gelir?

almanca kelime bilgisi paylasimlarinda kullanilabilir önektir.

ahmetyusufc

Kurucu
Moderatör
Vip Üye
Çalışkan
Kursiyer

Almanca "Aufgehoben" Nedir, Ne Anlama Gelir?​

Almanca dilinde "aufgehoben" kelimesi, bir şeyin kaldırılmış, saklanmış veya iptal edilmiş olduğunu ifade eder. Türkçe'de "kaldırılmış", "saklanmış" veya "iptal edilmiş" anlamlarına gelir. Bu kelime, genellikle bir kararın, yasağın veya düzenlemenin sona erdirildiğini belirtmek için kullanılır.

"Aufgehoben" Kelimesinin Kullanımı​

"Aufgehoben" kelimesi, sıfat olarak kullanılır ve genellikle bir şeyin artık geçerli olmadığını veya sona erdirildiğini belirtir. Bu kelime, hukuki ve resmi bağlamlarda sıkça kullanılır ve bir kararın veya düzenlemenin iptal edildiğini ifade eder.

Zamanlara Göre "Aufgehoben" Kelimesinin Kullanımı​

Präsens (Şimdiki Zaman):

  1. Ich bin aufgehoben. (Ben kaldırıldım.)
  2. Du bist aufgehoben. (Sen kaldırıldın.)
  3. Er/Sie/Es ist aufgehoben. (O kaldırıldı.)
  4. Wir sind aufgehoben. (Biz kaldırıldık.)
  5. Ihr seid aufgehoben. (Siz kaldırıldınız.)
  6. Sie sind aufgehoben. (Onlar kaldırıldılar.)
Präteritum (Geçmiş Zaman):

  1. Ich war aufgehoben. (Ben kaldırılmıştım.)
  2. Du warst aufgehoben. (Sen kaldırılmıştın.)
  3. Er/Sie/Es war aufgehoben. (O kaldırılmıştı.)
  4. Wir waren aufgehoben. (Biz kaldırılmıştık.)
  5. Ihr wart aufgehoben. (Siz kaldırılmıştınız.)
  6. Sie waren aufgehoben. (Onlar kaldırılmıştılar.)
Perfekt (Mükemmel Geçmiş Zaman):

  1. Ich bin aufgehoben gewesen. (Ben kaldırıldım.)
  2. Du bist aufgehoben gewesen. (Sen kaldırıldın.)
  3. Er/Sie/Es ist aufgehoben gewesen. (O kaldırıldı.)
  4. Wir sind aufgehoben gewesen. (Biz kaldırıldık.)
  5. Ihr seid aufgehoben gewesen. (Siz kaldırıldınız.)
  6. Sie sind aufgehoben gewesen. (Onlar kaldırıldılar.)

Olumsuz Cümle Örnekleri​

Präsens (Şimdiki Zaman)​

  1. Ich bin nicht aufgehoben. (Ben kaldırılmadım.)
  2. Du bist nicht aufgehoben. (Sen kaldırılmadın.)
  3. Er/Sie/Es ist nicht aufgehoben. (O kaldırılmadı.)
  4. Wir sind nicht aufgehoben. (Biz kaldırılmadık.)
  5. Ihr seid nicht aufgehoben. (Siz kaldırılmadınız.)
  6. Sie sind nicht aufgehoben. (Onlar kaldırılmadılar.)

Präteritum (Geçmiş Zaman)​

  1. Ich war nicht aufgehoben. (Ben kaldırılmamıştım.)
  2. Du warst nicht aufgehoben. (Sen kaldırılmamıştın.)
  3. Er/Sie/Es war nicht aufgehoben. (O kaldırılmamıştı.)
  4. Wir waren nicht aufgehoben. (Biz kaldırılmamıştık.)
  5. Ihr wart nicht aufgehoben. (Siz kaldırılmamıştınız.)
  6. Sie waren nicht aufgehoben. (Onlar kaldırılmamıştılar.)

Perfekt (Mükemmel Geçmiş Zaman)​

  1. Ich bin nicht aufgehoben gewesen. (Ben kaldırılmadım.)
  2. Du bist nicht aufgehoben gewesen. (Sen kaldırılmadın.)
  3. Er/Sie/Es ist nicht aufgehoben gewesen. (O kaldırılmadı.)
  4. Wir sind nicht aufgehoben gewesen. (Biz kaldırılmadık.)
  5. Ihr seid nicht aufgehoben gewesen. (Siz kaldırılmadınız.)
  6. Sie sind nicht aufgehoben gewesen. (Onlar kaldırılmadılar.)

"Aufgehoben" Kelimesinin Önemi​

"Aufgehoben" kelimesi, Almanca dilinde hukuki ve resmi bağlamlarda sıkça kullanılan bir terimdir. Bir yasağın, kararın veya düzenlemenin sona erdirildiğini ifade eder. Bu kelime, özellikle resmi belgelerde ve hukuki metinlerde önemli bir yere sahiptir. Almanca öğrenenler için "aufgehoben" kelimesinin doğru kullanımı, dilin inceliklerini anlamak ve ifade yeteneklerini geliştirmek açısından önemlidir.

"Aufgehoben" kelimesi, edatlarla birlikte kullanıldığında farklı anlamlar kazanabilir. İşte bazı örnekler ve açıklamaları:

"Aufgehoben" Kelimesinin Edatlarla Kullanımı​

Mit (ile)​

  • Mit aufgehoben: Bu kullanım, bir şeyin başka bir şeyle birlikte kaldırıldığını veya saklandığını ifade eder.
    • Örnek: Die Dokumente wurden mit den anderen Papieren aufgehoben. (Belgeler diğer kağıtlarla birlikte saklandı.)

In (içinde)​

  • In aufgehoben: Bu kullanım, bir şeyin belirli bir yerin içinde saklandığını veya muhafaza edildiğini ifade eder.
    • Örnek: Die alten Briefe sind in einer Kiste aufgehoben. (Eski mektuplar bir kutunun içinde saklanmış.)

Bei (yanında)​

  • Bei aufgehoben: Bu kullanım, bir şeyin bir kişi veya yerin yanında saklandığını veya muhafaza edildiğini ifade eder.
    • Örnek: Die Schlüssel sind bei meiner Mutter aufgehoben. (Anahtarlar annemin yanında saklanmış.)
 

Benzer konular

Geri
Üst